Kuranda Helak Olan Kavimler Konulu Seminer

KUR'ANDA HELAK OLAN KAVİMLER

                Kur'an-ı Kerim, toplumların Allahın önceden koyduğu yasalara tabi olduklarını özenle vurgulamakta, bu kanunlarda hiçbir değişiklik olmayacağına dikkat çekmektedir.

                Toplumlarda fertler gibidir. Hastalanır ve zamanla ölür, tarihe karışırlar. Toplumların ömrünü, toplum fertlerinin davranışı tespit eder. Bu nedenle Kuran-ı Kerim geçmiş toplumların başlarından geçenleri, onların peygamberlerine karşı takındıkları tavırları, ahlaki durumlarını, inançlarını ve eğer cezalandırılmış veya helak edilmişlerse bunların sebeplerini anlatır. Böylece iman edenler bunları bilecek ve bunlardan ibret alacaklardır.

                Mezopotamya bölgesinde yaşamış Nûh kavmi putperestliğe sapmış bir halde iken kendilerine gönderilen peygamberleri ve ilahi mesajı inkar etmişlerdir. Bedeni ve mali güçlerine güvenerek peygamberlerine ve ona inanan müminlere karşı tekebbürde bulunmuşlardır. Bununla yetinmeyerek onları alaya almışlar, çeşitli işkencelerle onlara eziyet etmişler bunun neticesinde de boğularak helak edilmişlerdir.

                Umman'ın ahkaf bölgesinde yaşamış olan Hûd kavmi 'nin Allahtan başka ilahlara taptıklarını , yaşadıkları bölgenin verimliliği nedeniyle müreffeh bir topluluk olduklarını, güç ve kuvvetlerine dayanarak iman edenleri hep ezdiklerini biliyoruz. Bunun neticesinde de her tarafı kasıp kavuran bir kasırga ile helak edilmişlerdir.

                Hicaz-Tebuk arasında hicr diye bilinen yörede yaşayan Salih kavmi de Allahtan başka ilahlara tapan bir kavimdir. Dağları yontarak evler, ovalarda saraylar yapmışlar, ölümsüzlüğü dünyada aramışlardır. Peygamberlerini alaya almış, müminleri küçük görmüş olan bu kavimin helakı şidetli bir ses ve sarsıntı neticesinde hayvanların ezip de yemediği kuru ot haline gelmeleri şeklinde olmuştur.

                Ürdünde bulunan ve daha önce şimdiki Lût gölünün yerinde kurulmuş Sedum kentinde yaşamış olan Lut kavmi de putlara tapan bir kavimdir. Daha önce hiçbir kavmin yapmadığı fuhuşu adeta sektörleştiren bu kavim, kadınları bırakıp livataya yönelmiş, bununla da kalmayıp kentlerine gelen yabancılara da aynı uygulamayı yapmışlardır. Bu kavimde de peygambere ve ona inanan müminlere tekebbür ve alay vardır. Bu sebepten Lût kavmi de gökten yağdırılan taşlarla ve şehirlerini alt üst eden şiddetli bir depremle şehirleri ile birlikte helak olmuşlardır.

                Şam ve Medine arasında Medyen bölgesinde yaşayan Medyenliler ve Eykeliler, Şuayb (a.s)'ın kavmidir. Önceleri Müslüman iken daha sonra şirke sapmış olan bu kavmin en bariz özelliği ticari ahlakta hiçbir kural tanımayıp ölçüde ve tartıda hileli yollara başvurmalarıdır. Bu kavim de Şuayb (a.s) a ve ona inanan müminlere karşı tekebbürde bulunmuş, onları alaya almış, hatta tehditte bulunmuşlardır. Bunun neticesinde gökten indirilen bir ateşle Eykeliler, bir sarsıntı ile de Medyenliler helak olmuşlardır.

                Bütün bu kavimlerin helaklarında gördüğümüz ortak sebepler; şirk, peygamberleri yalanlama ve mucizeleri inkar gibi itikadi sebepler yanında; peygamberlerin davetini engellemek, peygamberlere soru sorduktan sonra muhalefet etmek, vahye rağmen geçmişi taklit, nankörlük, zulüm, ahlaksızlık ve meşru olmayan yollarla mal edinme gibi ameli nedenlerdir. Bu sebeplerin sosyal hayata yansıması neticesinde beşeri ilişkiler ve sosyal yapı alt üst olmuş, ezen-ezilen, zalim-mazlum gibi zıt sınıflaşmalar meydana gelmiştir.

                Bugün yaşamakta olan toplumlarda, geçmişte helak olan kavimlerde görülen helak sebebi olmuş durumlar söz konusu olmasına rağmen, helak olmayacağı, çünkü Hz. Musa'ya tevrat verildikten sonra toplu helakın son bulduğu, ancak cezalandırmaların devam edeceği bildirilmektedir.

                İnsanlık, peygamberlerin kıssalarını gündeme getirmekle, kıssalardan çıkan ibret verici dersleri eğitimde uygulayarak yeni nesiller yetiştirecek, belki de Kur'an'ın hedeflediği örnek toplumu bu şekilde oluşturabilecektir.  

İlahiyat Fakültesi
11.11.2015